Anılar denizinde yüzüyoruz... Üç gündür. "Siyasi yasaklı" olduğu günlerdi. Güniz Sokak - 31'e gittim...
Ziyaretine.
Ben girerken... Hüsamettin Cindoruk evden çıkıyordu.
Cindoruk o dönemde Doğruyol Partisi Genel Başkanı idi.
Kendi deyimiyle... "Emanetçiydi."
Gerçekten de... Yasaklar kalkınca...
Koltuğunu Demirel'e devretti. Demirel'e takıldım:
- Az önce kapıda Hüsamettin Bey'le selamlaştık...
Sizden taktik almaya mı gelmiş? Demirel "Hayır" dedi: - Partinin kurulları var...
Taktiklerini kendileri hazırlarlar...
Ben sadece tavsiyelerde bulundum.
- Mesela?
- Dedim ki... Sizin siyasi rakibiniz Anavatan Partisi...
Ve onun lideri Turgut Özal... İstediğiniz gibi eleştirin... Ama eleştirirken özel hayata girmeyin...
Özal'ın eşi ve çocukları için sakın bir şey söylemeyin.
- Cindoruk ne dedi? - Dedi ki... Özal'ın ailesini eleştirince halktan alkış geliyor...
Halk, daha ağır eleştirmemi istiyor.
- Tepkiniz ne oldu? - Aynı şeyleri söyledim...
Siyasetçinin rakibi siyasetçidir...
Ciddi bir siyasetçi kimsenin eşi, kızı, oğlu hakkında yakışıksız söz etmemelidir.
Özel hayata saygı... Demirel için "En kırmızı çizgiydi."