Uçağımız 170 yolcu kapasiteli idi... Boş koltuk yoktu.
Havalimanının önü ana baba günü gibiydi.
Etrafımıza bakındık... "Uçakta bir parti lideri mi vardı da görmedik?... Partililer herhalde liderlerini karşılamaya geldiler" diye.
Ama ne lider vardı, ne parti bayrakları.
Kalabalık, uçaktan inenleri bekleyen "Eş, dost, komşu, akrabalardı."
Her yolcunun "Üç, beş karşılayıcısı" vardı.
Tıpkı "Hacı karşılar gibi."
Uçaktan inene sarılanlar... Ağlaşanlar... "Yolculuk nasıl geçti" diye soranlar... "Manzara" inanılır gibi değildi.
Bazı şeyler vardır ki... Anlatılamaz... "Yaşamak gerekir."