P azartesi günü... Saray'da Bakanlar Kurulu toplanırken...
"Ankara'daki havayı" koklamak istedik.
"Muhalefet kulislerine" kulak verdik.
Gördüğümüz manzara şuydu:
Senaryo yazan... Fal bakan... Hayal gören... Niyet okuyan... "Öylesine çoktu ki."
Başbakan Ahmet Davutoğlu Saray'a gitmekte biraz gecikseydi... Ya da... Ayağını sürüyerek gitseydi...
Pek çok kişi... Pek çok çevre... "Düğün, bayram edecekti."
Bölünmüşlük... Kutuplaşma...
Kamplaşma... "Gözle görülür, elle tutulur durumda."
Pazartesi sabahı... Biri... Başbakan Davutoğlu'na "Gitme Saray'a" diye pankart açsaydı...
Bir başkası... "Bakanları toplayıp neden Saray'a gittin" diye Başbakan Davutoğlu hakkında "Suç duyurusunda" bulunsaydı...
İnanın şaşırmazdık.
Davutoğlu'na "Niçin Saray'la kavga etmiyorsun" diye kızan... O kadar çok kişi ve çevre var ki.
Şaka bu ya... Ahmet Davutoğlu ile Saray arasına bir duvar örülecek olsa...
"Bedava işçilik yapmaya hazır" bir kadro var.