Saat 11.00'e doğru... Hacı Bayram'ın "İçerilerine doğru" yürüdük.
Dükkânlarda seccade, takke, tespih, dini kitaplar, zemzem takımı, gülsuyu, sürme, misvak, kına, namaz örtüsü satılıyordu.
Esnafla sohbet ederken... İçlerinden birine sorduk:
- Siftah ettin mi?
- Etmedim... Müşteri bu saatten sonra gelir.
- Öyleyse... Bir tespih ver... Siftah et... Borcum ne kadar?
- Sizden para almam.
- Para almazsan... Tespihi geri veriyorum.
- Olmaz... Tespih sizin... Siftah olarak bir lira verin yeter.
- Bir lira mı?... Şaka mı yapıyorsun?... Al sana 10 lira.
- 10 lira çok... Beş lirasını geri vereceğim.
- Yok yok geri verme... Bir tespih daha alayım.
- Yavuz Bey ben sayenizde siftah ettim... İkinci tespihi komşu dükkândan alın... O da siftah etsin... Beş lirayı ben ona vereyim.
İşte Hacı Bayram... İşte esnaf...