Özel bir konu... Dün 51 yıllık gazetecilik yaşamımızın son günü olabilirdi...
Şöyle ki...
Cumhurbaşkanlığı seçimi gündeme gelince... TV'lerden aradılar.
"Tayyip Bey aday olur mu olmaz mı" diye sordular.
"Olabilir de, olmayabilir de" demedik.
"Abdullah Gül ile yola devam edilebilir" demedik.
"Tayyip Bey Çankaya'da sözünü dinleyecek birini aday gösterebilir" demedik.
Şunu söyledik:
-Erdoğan Çankaya'ya çıkacak... Ya çıkacak ya da çıkacak... Başka yolu yok.
Ve "Israrla, iddiayla" devam ettik:
- Eğer aday olmazsa... Tayyip Bey'in tasını tarağını toplayıp siyaseti terk etmesi gerek.
Bu sözlerimiz üzerine...
"Tayyip Bey ya aday olmazsa" sorusu geldi.
Soruya... "aHaber" ekranında şu yanıtı verdik:
Tayyip Bey Cumhurbaşkanlığı'na aday olmazsa... Siyasi analizimiz fos çıkmış demektir... Ki böyle bir şey de... Bizim bu işi bilmediğimiz anlamına gelir.
Yaptığımız siyasi analiz yanlış çıkarsa... 51 yıllık meslek yaşamımıza son vermemiz gerekir.
Olay siyaset mühendisliği olayı falan değil... Görünen köy kılavuz istemiyor.
Eğer... Siyaseti yakından izlerseniz... Her şey açık seçik önceden okunabiliyor.
1983'te... Ülkenin seçkinleri askerlerin partisinin davulunu çalarken... Kenan Evren'in desteklediği Milliyetçi Demokrasi Partisi'ne koşarken...
Turgut Özal'ın sürpriz yapacağını görmüştük... Yazmıştık.
1991'de ANAP'ın genç lideriyle (Mesut Yılmaz) yeniden iktidar olacağı söylenirken.
"Özal gitti ANAP bitti... Demirel geliyor" demiştik.
Söz uçar yazı kalır... Arşivler ortada.
2002'de meydan meydan gezmiş ve şunları söylemiştik... Erdal Şafak çok iyi bilir:
Tayyip Bey geliyor... Tek başına geliyor.
Oyları çuvala doldurmuş... Oy çok... Çuvala sığmıyor... Taşıyor.
Tayyip Bey oyları çuvala sığdırmaya uğraşıyor... Çuvalın ağzını tekmeliyor.
Tevazu insanın süsüdür... Tevazuyu hiç elden bırakmadık... Ama... Öğünmek gibi olmasın diyerek... İzninizle şunu da söyleyelim:
Türkiye'yi karış karış dolaşırsanız... Analizinizde yanılmazsınız.