Bildiğiniz fıkra... Nasrettin Hoca ağaca çıkmış.
Bindiği dalı kesmeye başlamış.
Görüp, uyaranlar olmuş:
- Hocam bindiğin dalı kesiyorsun, düşeceksin.
- Şom ağızlılık etmeyin... Bir şey olmaz.
Koca kesmeye devam etmiş... Ve sonra... Tepetaklak yere düşmüş.
Hoca bir yandan üstündeki başındaki tozu toprağı silkelerken, bir yandan da kendisini uyaranları azarlamış:
- Hepiniz de şom ağızlısınız.
Nasrettin Hoca'nınki bir "Mizah şaheseri... Bir ders."
Ya günümüzde bindiği dalı kesen "Sorumsuzlara" ne demeli?
Kestikleri daldan sadece kendileri düşseler neyse...
Başkalarına da onarılması güç zarar verdiklerinin farkına varamıyorlar mı?