Yolda yürüyorduk...
Dönerci "Gel gel... Buyur yemek ye" demedi... Diyeceklerini "El kol hareketleriyle... Jest ve mimikleriyle" ifade etti... Israrla.
Yetmedi... Kolumuzdan tuttu... Lokantaya çekti.
Bu arada Arapça bir şeyler söylüyordu.
Adı "Eymen Şamta."
Suriyeli... Halep'ten gelmiş... Ailesiyle.
Kilis'te lokanta açmış: "Halep Döner ve Piliç."
Garsonlar da Suriyeli.
Ağızlarından "Türkiye... Şükran (Teşekkür)... Elhamdülillah... Türkiye abi... Türkiye kardeş" sözleri dökülüyor.
Bize kırıldılar... Kebaplarını yemediğimiz için.
"Yolda karnımız acıkır diye" paket yapmaya kalktılar.
Vedalaşırken kucaklaştık... Yanaklarımız ıslanmıştı... Islaklık "Eymen Şamta'nın gözyaşlarıydı."
Yorum... Yine sizin.