Yedi kardeştiler... Biri öldü... Altı kardeş kaldılar.
Hiç "Kardeşlerinin adını" işittiniz mi?.. Gazetelerde "Resimlerini" gördünüz mü?
Kardeşleri değişik yerlerde... Hepsi kendi işinde, gücünde.
"Tanığı olduğumuz" bir şeyi anlatalım.
Cemil Bey hangi göreve (Devlet Bakanlığı... Adalet Bakanlığı... Başbakan Yardımcılığı... Meclis Başkanlığı) gelse, ilk yaptığı iş "Telefona sarılmaktır."
Kardeşlerinin yaşadığı şehirlerdeki "Vali'yi, Başsavcı'yı ve Emniyet Müdürü'nü" arar:
- Birileri, işlerinin yapılması için kardeşimi zorlayabilir... Araya koyabilir... Sakın ha!.. Böyle bir durumda hemen bana haber veriniz.
Bugün köşemizi Cemil Çiçek'e ayırmamız "Hatırdan, gönülden" dolayı değil... Hak ettiğinden.