Özal da böyle yapardı. Düşüncesini söyler, sonra "herkesi" tartıştırırdı. Thatcher'in anılarında "Şunlar" yazılı:
Düşüncelerimi baştan söylemekten ve daha sonra tartışmaların beni haksız çıkarıp çıkarmayacağını beklemekten hoşlanırım.
Haksız çıkmam halinde de tutumumu değiştirmekte zorlanmam.