Başbakan Erdoğan 2005'te Diyarbakır'da "Kürt sorunu bu ülkenin Başbakanı olarak herkesten önce benim sorunum" dedi.
Ve... "Çözüm formülünü" söyledi:
- Sorunu daha çok demokrasi, daha çok vatandaşlık hukuku, daha çok refahla çözeceğiz.
Başbakan'ın bu söyleminin ardından... "Şemdinli'de Umut Kitabevi bombalandı."
Sonra... "Gerilim tırmandı."
Nevruz kutlamalarına "Kan bulaştı."
Örneğin, Nevruz-2008...
Diyarbakır'da 4 ölü... Yüzlerce yaralı... Kent üzerinde alçaktan uçuş yapan F-16 savaş uçakları.
Tarih 1 Haziran 2011...
Başbakan yine Diyarbakır'a gitti... "2005'teki konuşmasının arkasında olduğunu" söyledi.
Ve devam etti:
Allah aşkına ölene kadar biz Kürt sorunuyla mı yatıp kalkacağız?
Sevgili kardeşlerim... Sizin sorununuz, sıkıntınız, acınız maalesef birilerinin geçim kaynağı haline gelmiş.
Şimdi... Mart 2013'teyiz.
Tünelin ucunda ışığın göründüğü, barış çiçeklerinin tomurcuk verdiği bir süreçteyiz.
Başbakan "2005 sözlerinin arkasında."
Çözüm formülü yine 2005'teki formül:
- Daha çok demokrasi... Daha çok vatandaşlık hukuku... Daha çok refah.
Aman dikkat...
Sürece limon, barışa kurşun sıkacaklara karşı... Aman dikkat.
Ve "Bir şeye daha" dikkat... Söylemlere... Üsluba.
Barış "Büyük bir devlet projesidir." Başarılırsa "Milletin başarısı" olacaktır.
Kimse "Küçük siyasi hesaplarla... Oy kaygılarıyla" projeye çizik atmak için uğraşmasın.