Trabzon'daki "Hoca değişimi" üzerinde uzun uzun durduk... Zira... Güneş'in "başına gelenler", bizi biraz "zaman tüneline" götürdü.
Zihnimizde bazı "çağrışım şimşekleri" çaktırdı.
26 Mayıs 1960... Adnan Menderes, Eskişehir'de "bütün zamanların en büyük kalabalığı tarafından" karşılanmıştı.
Ertesi sabah... 27 Mayıs 1960 günü... Menderes "teslim alınmıştı... İdama uzanan bir yolculuğa çıkarılmıştı."
Hani... Bir gün önceki insan seli?... Nerede?
Muhtıra... 12 Mart 1971...
Hükümet çekilince... "Üst bürokrasi" de kapının önüne konuvermişti.
Dönemin "güçlü bürokratı...
Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarı Turgut Özal" sokağa atılmıştı.
Özal "ekmeğini ABD'de aramak için", Yeşilköy Havaalanı'nda uçağa bindi ve...
"Bazı görevliler" onu indirdiler:
- Gidemezsiniz... Bizimle geleceksiniz. Sonra... Özal ABD'ye gitti gitmesine ama... "Anasından emdiği süt burnundan getirilerek." İhtilal... 12 Eylül 1980... Dün gibi aklımızda. "Bir gün önce... 11 Eylül'de" Güniz Sokak "ana baba günüydü." Süleyman Demirel'e ulaşabilmek için "millet sokaktaydı." Ama... 12 Eylül sabahı... Sokakta çıt çıkmıyordu. Daha önce "Demirel nerede biz oradayız" diyen kalabalıklar, buhar oluvermişti. Şenol Güneş'in "Kore'den dönüşünü" düşündük.
Vali... Belediye Başkanı... Emniyet Müdürü... Kulüp yönetimi... Trabzon kenti... Naklen yayın... Havaalanı sanki bayram yeriydi. Ya aynı Şenol Güneş'in "gidişi" ya da "gönderilişi."