Kitapta "matrak bir olay" anlatılıyor.
Eskiden, su dağıtıcısı "sakalar"
Beyoğlu çeşmelerinden su doldurur, mahalleye dağıtırlarmış.
Sonra "çeşme kilitlenirmiş."
Başında da "bekçi" beklermiş.
Günün birinde... Yangın çıkmış.
Bekçi, kılı kıpırdamadan yangını seyrediyormuş.
Telâşlı kalabalık etrafını sarmış, çeşmenin kilidini açmasını istemiş.
Bekçi "emir almadığım için açamam" demiş... (Emrin, Belediye'den gelmesi gerekli.)
Bekçinin üstüne atlamışlar... Kıskıvrak yakalamışlar... Tehdit etmişler.
Bekçi direnmiş:
- Anahtarı ancak cesedimin cebinden alabilirsiniz.
Tabii bu sırada yangın büyümüş, komşu evlere yayılmaya başlamış. (Sayfa 311)