Tekin Küçükali "Trabzon-
Sürmeneli."
Kızılay Genel Başkanı iken Sürmene'den "isimli, resimli" iki kimlik kartı getirdi. Biri Deprem Dede'ye, biri bize.
Bu "kimlik belgelerine" göre...
Prof. Işıkara da, biz de "Sürmene'nin hemşehrisi" oluyorduk.
Madem Sürmeneli'yiz... Öyleyse "Karadeniz fıkralarını" bilmeliyiz.
Işıkara'nın "öğrendiği, sevdiği ve her fırsatta anlattığı" bir fıkra...
Temel bir bilmece sormuş:
- Sarıdır... Kafestedir... İyi de ötmektedir... Bu nedir?
Herkes "kanaryadır" demiş.
Temel:
- Bilemediniz... Hamsidir.
- Ama sen sarıdır dedin.
- Boyadım oni.
- Kafestedir dedin.
- Kafese koydim oni.
- İyi ötüyor dedin.
- O da bilmecenin kandırmacasidur da.