Akşam saat 20.00... Güllü Bahçe Mahallesi'nde yürüyorduk.
Saklı Ev'e gitmek için... Akşam yemeğine.
"Eski Antalya"da... Tarihin içinde "saklı bir mekan."
"Krizden önce" boş masa bulunmazmış.
Şimdi tenha... Suriye'den gelen yok... Yabancı turist yok... Müşteri "sadece Hataylı."
Saklı Ev'in arka sokağında, karanlıkta, iki kişi "Yavuz Bey" diye seslendi... Durduk.
Biri... Ahmet Abdullahoğlu... Atayurt Gazetesi sahibi... Gazeteciler Cemiyeti Başkanı.
Diğeri... Dr. Abdülkadir Akgöl... Eski Milletvekili (DYP.)
Sohbete başladık... Ahmet Abdullahoğlu'nun anlattıklarını not aldık:
İhracat... Nakliyecilik... Bavul ticareti... Suriye'ye günlük gidiş geliş... Hepsi durdu.
Antakya'da 13 döviz büfesi vardı... 3'e düştü.
Otellerde bir ay önceden rezervasyon yapılırdı.
Hatay, yabancı gazeteci adı altında ajan kaynıyor...
Alevi-Sünni diye Hataylı birbirine düşürülmek isteniyor.
Ben Alevi'yim, Abdülkadir Bey Sünni... Ben solcuyum, Abdulkadir Bey sağcı... Aramızda ne sorun olabilir?
Yanımda Sünni 7 kişi çalışıyor... Alevi-Sünni birbirine kız alıp veriyor... Et-tırnak gibiyiz... Aramızda hiçbir sorun yok... Ama birileri sürekli kaşıyor, bizi birbirimize düşürmek istiyor...
Bunları yazın.