Türkiye'nin en iyi haber sitesi
YAVUZ DONAT

İbrahim Çeçen

Sene 1967...
Çeçen, Bitlis'te Bayındırlık Müdür Vekili.
"Asaleten atama" bekliyor... Yaşı 26. O sıralar 60'ında olan Bitlis Valisi "Milli Eğitim Müdürü'ne takmış." "Açığını" arıyor. Çeçen'den de "destek" bekliyor:
- İbrahim Bey... Milli Eğitim Müdürü'nün bir açığını bulacağım... Sen de yardım et.
- Vali Bey... Siz de ona taktınız... Bir şüpheniz varsa, Ankara'dan müfettiş isteyin.

***

Vali, genç mühendis Çeçen'in "kendisine akıl vermesini" içine sindiremiyor. Ve onu "açığa" alıyor. Çeçen'in tepkisi mi?.. İstifayı basıyor.
"İş hayatına" atılıyor.
Çalışkan... Başarılı... Allah da "yürü ya kulum" diyor.
***

Seneler geçiyor. Çeçen Ankara'da, son model otomobiliyle giderken... Kaldırımda "elinde pazar torbası... Torbada soğan, patates... Bastona dayanarak yürüyen bir ihtiyar" görüyor.
Hemen otomobilden inip, yaşlı adamın yanına gidiyor. Adam, "eski Bitlis Valisi."
Çeçen'i görünce "korkuyor... Titremeye başlıyor."
Çeçen, emekli valinin eline sarılıyor:
- Vali Bey, ver şu mübarek elini öpeyim... Allah senden razı olsun... Beni açığa almasaydın, istifa edip de müteahhit olamazdım... Bin otomobilime, seni evine bırakacağım.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA