Cemil Çiçek konuşuyor, biz dinliyor ve not alıyorduk ki...
Birden "gülmeye başladık."
Meclis Başkanı şaşırdı.
"Durup dururken neye güldüğümüze."
***
Gülmemizin nedeni, Cemil Bey'in
"birilerinden" söz ederken
"koku almada son derece mahirler, sıkıntılı dönemde nereye yanaşacaklarını iyi bilirler" demesi.
***
Güldük... Zira...
Gözümüzün önünden bir anda sinema filmi gibi o kadar çok
"sahne" geçiverdi ki.
11 Eylül 1980 günü
"emret Başbakanım" diye Süleyman Demirel'in çevresinde fır dönenler...
Aynı gece, tank sesini duyunca,
"orasını burasını dansöz gibi hareket ettirenler..."
Ve 12 Eylül günü
"emret komutanım" diyerek Kenan Evren'in peşine düşenler.
***
Tuğrul Türkeş anlatsa meselâ...
Veya
Mehmet Keçeciler.
Köksal Toptan... İsmet Sezgin...
Deniz Baykal... Recai Kutan...
Kemal Anadol... Ertuğrul Günay gibi isimler...
Hepsi de çok iyi bilirler...
Yaşayarak gördüler.
"Kimleri" mi?
"Kokuyu alınca, sıkıntıyı görünce" Meclis'ten koşarak çıkıp, askerin ardından gidiverenleri...