Tayyip Bey Çankaya'ya çıkar mı?.. Çıkarsa ne olur, çıkmazsa ne?
Bu konu açılınca Ali Coşkun dedi ki:
- Mimar Sinan'dan bir hikâye anlatacağım, iyi dinle.
***
Süleymaniye Camisi'nin inşaatı gecikmiş... Mimar Sinan, padişaha şikâyet edilmiş:
- Bütün gün caminin ortasında, kalfasıyla birlikte nargile içiyorlar... İnşaat da uzuyor.
***
Oysa Mimar Sinan
"nargilenin fokurtusu ile camide akustik kontrol yapıyormuş."
"Ses, caminin her yerine nasıl ulaşıyor, nasıl yankı yapıyor" diye, kalfayla birlikte onu araştırıyormuş.
***
Gel zaman git zaman... Kalfa hastalanmış.
Hastalık uzayıp, kalfa ağırlaşınca Mimar Sinan kalfanın evine koşmuş.
Doktorlar demişler ki
"umut yok... Kalfa ölmek üzere."
Bu sırada kalfa sayıklıyormuş:
- Bana bir mala verin... Şu taşı buraya yerleştirin... Hemen sıva getirin.
***
Mimar Sinan, kalfanın kulağına eğilmiş:
- Sana hakkımı helâl ediyorum... Sen de bana helâl et... İnşaat bitti... Artık paydos... Paydos... Paydos.
Yaşlı kalfa gözlerini aralamış, Sinan'a bakmış ve
"paydos" demiş... Son nefesini vermiş.
***
Ali Coşkun, hikâyeyi şöyle bağladı:
- Hizmetin sonu yok... Eğer edebiliyorsan, son ana kadar hizmete devam...