Çoktandır CHP kulislerine göz atmamıştık...
Dün sabah biraz dolaştık...
Değişen bir şey yok.
Bir Nazif Kurucu vardı... Avukattı.
Milletvekilliği yaptı... Onun bir hikâyesini hatırladık.
Seçim olur ve yeniden milletvekili seçilemeyen birkaç arkadaş "çilingir sofrasında" buluşur. "Birinci kadehte" konuşulan konu:
- Biz olmadan Meclis nasıl çalışır, ülke nasıl yönetilir?
"İkinci kadehin" konusu:
- Yazıhaneyi de kapatmıştık... Şimdi ne iş yapacağız, evin geçimini nasıl sağlayacağız?
"Üçüncü kadehte" kafalar bulunmuş, gözler sulanmıştır:
Benim çocuklar Meclis berberinde tıraş olmaya alışmışlardı... Şimdi çocuklara ne diyeceğim?
Bizim hanıma da herkes milletvekili eşi diye itibar ediyordu... Şimdi ne olacak?
Nazif Abi "anılarını" bir kitapçıkta toplamıştı...
İmzalayıp, bize de yollamıştı...
Belki 30 yıl önce.
CHP kulislerine kulak kabartınca "Nazif Kurucu'yu andık." Neler mi konuşuluyordu dün CHP kulislerinde?
Yönetimde ben olmadan CHP'nin oyu artmaz ki.
Bilgi bende, birikim bende... Bensiz CHP'den bir şey olmaz ki.
Ben... Yalnız ben...
Mutlaka ben...