Bir Fransız, bir İngiliz ve bir Türk, idama mahkûm edilmişler.
"Son arzuları" sorulmuş.
Fransız demiş ki:
- Yıllanmış şarap istiyorum...
Yanında da peynir.
Sonra İngiliz "son arzusunu" söylemiş: - Pipomu getirin... Yanında da bolca tütün.
Sıra Türk'e gelmiş:
- 6 adet vesikalık resim... İkametgâh senedi... Savcılıktan sabıka kaydı... Dilekçe kâğıdı...
Damga pulu.

Herkes şaşırmış... Türk'e demişler ki:
- İdam edileceksin... Bu kadar evrakı ne yapacaksın?
- Hayatım boyunca nereye gittiysem benden bunlar istendi... Bakarsın, öteki dünyada da isterler... Elimin altında hazır bulunsun.
Ali Coşkun 30 yıl önce bu fıkrayı anlatınca Turgut Özal kahkahalarla gülmüş.
Sonra demiş ki:
Türkiye'nin önünün açılması için bürokrasinin-kırtasiyeciliğin azalması şart.
Mevzuat ne kadar çoksa, yolsuzluk da o kadar fazla olur.