İnsan aynı olmuyor kardeşim oğlu,
Korkağı var,
Yiğidi var,
Ama her kişinin öldükten sonra,
Mezarı önünde ağlayacak,
Bir kara mantolu kadın ümidi var.
Sen ölünce,
Kim olacak gözlerini bağlayan?
Kardaşın mı?
Yoksa bir yabancı mı?
Hele mezarının başında,
Sana belki en çok ağlayan,
Bu dünyada en çok ağlattığın kadın olacak.
Gözyaşları yıkadıkça mezar taşını,
Kabrinde kıpırdanıp,
Diyeceksin ki... Yarabbi...
Yıllar boyu ağlattığım bu kadın,
Acaba nasıl biriktirmiş,
Bu kadar gözyaşını?
Bir kez olsun,
Ne saçını okşamıştım,
Ne yüzünü, gözünü silmiştim,
Gözlerime batıyor şimdi,
Saçlarının her bir teli,
Ben bu kadına hep dert vermiştim,
Peki şimdi niye çeker mezarımda derdimi?
Bu kadın,
Baş tacım,
Öpüp okşamaktansa mezar taşımı,
Yumruğuyla vursa vursa yeridir.
Kabrimde üstünde ağlamaktansa,
Kızsa, bağırsa, sövse,
Haklıdır... Hakkıdır... Yine yeridir.
Yürü!.. Yürü kara mantolu kadın,
Git!.. Git kara mantolu kadın,
Bu mezar da, mezarlardan biri işte,
Yeter, mezar taşımı basma bağrına,
Dost bildiklerimin hepsi gitti, bak...
Sen de git,
Gözyaşların mezarıma damlıyor... Ağlama...