Bugünlerde nereye gitsek, konuşulan konulardan biri mutlaka "BDP." Ve sorulan sorulardan biri de mutlaka "BDP'nin ne yapmak istediği."
Bize de soruluyor. Sahi BDP ne yapmak istiyor? Aklımıza şu yanıt geliyor:
- Galiba kendisini kapattırmak istiyor.

***

BDP seçimde çok iyi bir sonuç aldı. Seçimin "iki ana galibi" vardı... Biri AK Parti, diğeri BDP. BDP'nin "seçim başarısı" üzerine "yeni bir iklim, uzlaşı, barış, diyalog" konuşulmaya başlandı. İşte o süreçte BDP önemli bir hata yaptı.
"Yemin boykotuna" girişti. Boykotu bir-iki günle sınırlı tutsaydı gücünden, süksesinden, havasından bir şey eksilmeyecekti. Ama boykotu "yemin krizine" çevirdi ve... "İtibar kaybetti."

***

BDP kaybettiği itibarı yeniden kazanabilmek için "mağdur rolünü mü oynamak istiyor?" İyi de... Nasıl mağdur olacak? Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı BDP için bir "kapatma davası girişiminde" bulunursa... İşte "al sana mağduriyet." Ve "geri gelsin itibar." Başsavcı, böyle bir dava açar mı? Biz "davadan, parti kapatılmasından" yana değiliz... Hem kapatılınca ne oluyor ki?.. "Yedeği" zaten hazırda. Ama BDP'nin son kongresine... Kongrede yapılan konuşmalara... Alınan kararlara... Parti tüzüğüne giren yeni yol haritasına bakınca... Açıkça görülüyor ki... BDP, Başsavcısı'nın eline bilerek-isteyerek "koz üstüne koz" veriyor. Kapatma davası açılması için "elinden geleni ardına koymuyor."
BDP, 12 Haziran'da seçmenin verdiği avansı iyi kullanamıyor. BDP "üzüm mü yemeli, yoksa bağcıyı mı dövmeli" ikileminden bir türlü çıkamıyor. BDP çözüm önermiyor. Çözümün parçası olmak istemiyor.

***

"BDP ne yapmak istiyor" diye sorulunca, yanıt olarak akla işte bunlar geliyor.