Rifat Bey'e giderken bir "şart" koşmuştuk:
- Yemek yok... Kahve içeceğiz.
Zira Rifat Bey'in yemek masası "Kayseri sofrası...
Çorba... Mantı... Su böreği...
Sulu köfte... Fırın ağzı... Baklava."
"Obez olmak" işten değil.
***
Hisarcıklıoğlu'na gittik, baktık
"masa hazır."
Hemen
"geri dönmeye" niyetlendik... Rifat Bey gülerek kolumuzdan tuttu:
- Birlikte "rejim yemeği"
yiyeceğiz... Balık salata.
***
Rifat Bey'i ilk kez
"balık yerken" gördük.
"Yarısını da" tabakta bıraktı.