Siyasetin "okulu... Fidanlığı" vardır. Fidanlık "gençlik-kadın kollarıdır... İlçeil örgütleridir."
Yerel yönetimlerdir.
Siyasetçi "oralarda" yetişir-pişer ve "milletvekili, bakan, başbakan" olur... Dünyada da, bizde de örneği çoktur... Recep Tayyip Erdoğan dahil.
***
Tabii partilerin "okul- fidanlık dışı" kaynaklara da ihtiyaçları vardır.
"Bilim, medya, sanat, bürokrasi" dünyasından isimlere.
Bunun için parti yönetimine - liderine "belli bir kontenjan" tanınması şarttır.
Ama bu kontenjan "sınırlıdır... Yüzde 3-4 gibi."
***
"Eskiden" bu iş böyleydi.
1980 ihtilalinden sonra "düzen bozuldu."
"Eski okullar- fidanlıklar" artık geçersiz.
Geçerli olan ise lider kimi isterse üst yönetimi ne derse o."
***
Siyasette esas olan "siyasetçinin halka dayanması, halka borçlanması."
Bizdeki uygulamada ise "siyasetçinin borcu parti yönetimine... Dayandığı güç ise halk ya da örgüt değil... Lider ve üst yönetim.
Bu sisteme doğru diyen var mı?