Seneler seneler önceydi...
Sabah uçakla İstanbul'a gitmiştik... Uğur Mumcu ile birlikte.
Bir toplantıda konuşacak, aynı gün İstanbul'a dönecektik.
Mevsim kıştı... Ankara'ya aniden kar bastırdı... Esenboğa Havalimanı kapandı.
Mumcu ile ortak dostumuz Prof. Uğur Alacakaptan "sizi yemeğe götüreyim" dedi...
Gittik.
***
Yemek boyunca anılar... Anılar.
1960... 12 Mart 1971... 12 Eylül 1980.
Yemek bitti.
"Esenboğa hâlâ kapalı."
Uğur Hoca
"bizim eve gidelim" dedi:
- Sohbete devam ederiz.
***
Evde yine sohbet, yine anılar.
Vakit geç oldu, Esenboğa hâlâ kapalı
Prof. Alacakaptan
"bizim evde yatarsınız" önerisini getirdi.
Ben teşekkür ettim,
"İstanbul'da evimiz var, anahtarı da komşuda" dedim.
Uğur Mumcu ise
"Hoca'nın evinde kaldı."
Ertesi gün "
Esenboğa açıldı...
Buluştuk... Döndük."
***
Bugün "Uğur Alacakaptan'lı anılara" ne dersiniz?
Hoca
"27 Mayıs'ın da, 12 Mart'ın da, 12 Eylül'ün de öylesine yakın tanığı ki..."