Türk siyasetine "take-off" deyimini kazandıran siyasetçi Turgut Özal.
Türkiye "dışa açılıyordu."
"Serbest piyasa sistemi" oturuyordu.
Turgut Özal, ülkenin "pozisyonunu", pistte hızla ilerleyip, havalanan uçağa benzetti:
"Take-off" dedi...
Yani "Türkiye sorunlarını aştı, havalandı, tırmanışa geçti."
***
Geçen hafta Kazakistan dönüşü uçakta Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile konuşuyorduk.
Ekonomik gelişmelerden bahsetti.
Güçlü demokrasiye vurgu yaptı.
Yükselen standartlardan, insan haklarından, açılımdan söz etti.
Sonra da
"uçak havalandı" dedi.
***
Dün, Abdullah Gül ile yaptığımız konuşmanın notlarına göz attık.
Cumhurbaşkanı'nın
"şu sözlerinin" altını çizmişiz:
Geçmişte de uçak birkaç kez
"take-off" durumuna geçmişti ama sonra
"kaza olmuştu... Düşmüştü." (Burada parantez açmışız... Gül 1960, 1971 ve 1980 müdahalelerini kastediyor diye.)
Şu anda
"take-off"tayız... Uçak havalandı... Giderek yükseliyor.
"Türbülanslar olabilir..." Ama dönüşü yok.
Uçak
"yükselmeye" devam edecek.
***
Türkiye
"darbeler, müdahaleler, muhtıralar dönemlerini geride bıraktı."
Demokrasi oturuyor, ekonomi büyüyor.
Türkiye
"yükselen yıldız" oluyor.
"Uçak" bulutların üzerine tırmanıyor.
Ama
"böyle dönemlerde" mutlaka bir
"şanssızlık-tatsızlık- tekere çomak sokma-Türkiye'nin hızını kesme" durumları ortaya çıkıveriyor.
***
Dün yaşananlara baktık da...
Turgut Özal'dan da, Abdullah Gül'den de bizzat dinlediğimiz
"take off" benzetmesini anımsadık.
Bu uçak uçacak, başka yolu yok.
Aman tahriklere gelmeyelim.
Aman haklıyken haksız duruma düşmeyelim.
Aman soğukkanlılığı elden bırakmayalım.