Angora'dan ayrıldık "başka adreslere" doğru...
CHP Genel Merkezi'ne, Meclis'e.
Delegelerin kaldıkları otellere.
"Manzarayı" özetleyelim:
"Kral öldü yaşasın kral."
***
Dün
"inadına Baykal" diyenler, şimdi başlamışlar
"Kılıçdaroğlu türküsü" söylemeye.
Böyle şeyler
"siyasetin doğasında var, normaldir" diyeceğiz ama...
"Olmaz ki,
Böyle de hızlı takla atılmaz ki."
***
Biz
"bu filmleri" çoook izledik.
12 Eylül'den sonra
"Demirel'in, Ecevit'in, Erbakan'ın, Türkeş'in... Deniz Baykal'ın" çevrelerinin nasıl boşalıverdiği, daha dün gibi aklımızda.
Sahi, Bölükbaşı'nın şiirindeki
"sonuncu dörtlük" nasıldı?
"Bir devr-i fazilet açılır sandım,
Rahmandır diyerek şeytana kandım,
Bu bir rüya imiş artık uyandım,
Seraba harcanmış ömre yanarım."