Kimi eski genel başkan, kimi eski bakan, kimi eski milletvekili, kimi işadamı...
12 Eylül döneminde hepsi de "içerde."
"Namaz vakti" bir araya geliyorlar.
Ama içlerinde "namaz kılmayı bilmeyen" de var.
Yaşar Okuyan iki "Namaz Hocası" kitabı aldırmış... Onlara vermiş:
- Kitabı okuyun... Namazda "önünüzdeki ne yapıyorsa" siz de onu yapın.
Bir gün namazda "eski Milli Selamet Partisi milletvekili, eski bakan" Fehim Adak, huşuya gelip ileri geri sallanmaya başlayınca...
Arkasındaki "sonradan namaz öğrenen" de ona uymuş.
Namazdan sonra Okuyan "ona" sormuş:
- Abi, ne diye sallanıp durdun?
- Yaşar Bey "önündeki ne yaparsa aynısını yap" demedin mi?