Dün Ankara'da "Tacettin Dergâhı'nda"
Muhsin Yazıcıoğlu'nun mezarının başında "Beyaz Buluşma" vardı.
Bugün, Sultanahmet Camii'nde "mevlit."
Yarın da Üsküdar-Bağlarbaşı Kültür Merkezi'nde "Muhsin Yazıcıoğlu Sempozyumu."
"Dostlarının" onu unutmaması "sevindirici."
Ama ölümünün üzerindeki "kuşku bulutlarının" kalkmaması da "üzüntü verici."
***
12 Eylül 1980 ihtilalinden önce
"emniyette" bir
"özel bölüm" vardı:
"C-4."
İhtilalden sonra
"o bölüm, Mamak'a taşındı."
Çok kişi
"C-4'ten geçti... İşkenceden."
Muhsin Yazıcıoğlu da
"onlardan biriydi."
***
"Onlar" Muhsin Yazıcıoğlu ve arkadaşları,
"önce devlet" diyorlardı.
Örneğin Yaşar Okuyan, 1977 seçimlerinde, duvarlara
"Önce Devlet" afişlerini asıyordu.
***
İhtilal oldu, Mamak'ta yattılar.
Çıkınca yine
"Önce Devlet" demeye devam ettiler ama...
Devletin yanına
"Demokrasi"yi de eklediler:
"Önce Devlet ve Demokrasi."
***
Dün Yaşar Okuyan'la
"o günleri" konuşuyorduk.
Dedik ki:
- Başına gelen onca işten sonra Muhsin Yazıcıoğlu, bir gün bile devlete küsmedi.
Okuyan
"doğru" dedi:
- Türk milliyetçiliğinin özelliği... Farklı bir duygu bu... Bizim kesimde "devlete karşı boynumuz kıldan ince"
felsefesi hâkim.