Seneler önce 3 dosta "3 ayrı hediye" vermiştik.
1. Altan Öymen'e: Milletvekilliği yaptığı dönemin Meclis tutanaklarını... Ciltli olarak.
2. Nazlı Ilıcak'a: Doğan Avcıoğlu'nun çıkardığı, Devrim Gazetesi'nin ciltlerini.
3. Güneri Civaoğlu'na... Metin Toker'in AKİS Dergisi ciltlerini.
***
Altan Abi (Öymen) zaman zaman
"hediyemizin karşılığını" gönderir... Kitap olarak.
En son
"Öfkeli Yıllar'ı" yolladı. (Doğan Kitap)
"İnönü-Menderes atışmaları" anlatılıyor.
"Bir dönemin" öfkeli Meclis konuşmaları.
(1950'li yıllar)
Başbakan (Menderes), ana muhalefet liderine (İnönü) bazen
"tiyatrocu, yalancı" diyor, bazen
"vatandaş düşmanı."
Osman Bölükbaşı, Başbakan Menderes'e
"irticanın hamisi sensin" diye bağırıyor.
***
Adalet Bakanı, gazetecilere
"baldırı çıplak" diyor.
Meclis'e
"gazete sahiplerine ağır para cezaları öngören" yasa teklifi getiriliyor.
***
Siyasetin
"dünü" de öfkeli,
"bugünü" de.
Altan Öymen'in
"roman gibi" kitabını okurken
"bir şey" dikkatimizi çekti.
"Dün" İnönü olsun, Menderes olsun, Bölükbaşı olsun,
"diğerleri" olsun, en ağır eleştiriler sırasında bile birbirlerine
"beyefendi" ya da
"sayın" diyorlarmış.
Ve ara sıra da olsa, Meclis kürsüsünde
"ölçüyü kaçırdım" diyerek,
"özür dileme ihtiyacı" hissediyorlarmış.