Nahçıvan'dan, "Türk Dili Konuşan Ülkeler Devlet Başkanları Zirvesi'nden" dönüyorduk.
Uçakta, Abdullah Gül'e "zirvedeki Türkçe ile" dedik ki:
"Hörmetli Cumhurbaşkanı,
Türk dilli ölkelerin dövlet başçıları ile görüştünüz."
Gül de, uçaktakiler de kahkahayı bastılar.
Cumhurbaşkanı "doğru" dedi:
- Birlikteliği, işbirliğini, uyumu konuştuk.
***
Ve
"sorumuzu" sorduk:
- Türkçe konuşan devlet başkanları ile "birlik beraberliği"
konuştuktan sonra, gündeminizde ne var?.. Türkiye'de "Türkçe konuşup, anlaşamayan parti başkanları ile de"
bir zirve düşünür müsünüz?
Soruya bir de
"eklemede" bulunduk:
- Devlette uyumu gözetmek "Anayasa ile size verilen"
bir görev.
Abdullah Gül:
Kendime özgü bir çalışma metodum var... Siyasette de böyleydim...
Günlük çalışmam.
Temkinli, çok düşünerek çalışırım... Elimdeki konunun altyapısını oluştururum.
Bu meselede de (açılım) çok kafa yordum.
Açılımın sözünü etmeden 4-5 ay önce devletin üst yöneticileriyle açık açık konuştum.
Ama Türkiye'de Başkanlık sistemi yok ki... Hükümet işlerine karışamam ki.