Hüsamettin Bey "ne olur herkes düşünsün" dedi:
- Partiler meselesi çok önemli... Siz de düşünün... Türkiye bu konuya ağırlık vermeli.
Cindoruk'la vedalaştıktan sonra düşündük.
İşte aklımıza ilk geliveren;
Bizde "parti" denilince, kafalardan geçen ilk şey "liderin adıdır."
Zira çoğu kez "parti, liderin adıyla anılır." Lider "partinin önündedir."
Öyle olunca da... Partiler demokrasisi yerini "liderler demokrasisine" terk eder.
***
Yine düşündük... Türkiye
"dokunulmazlık konusunu" yıllardır tartışıyor.
"Kimin dokunulmazlığını" mı?
Kimin olacak,
"milletvekilinin."
Ama
"Meclis'in dokunulmazlığı... Siyasi partinin dokunulmazlığı" diye bir sorunumuz hiç olmadı. Meclis'e
"dokunulabilir."
"Dokunuldu ve kapatıldı."
Partilere de
"çok kolay dokunulmadı mı?"
***
Cindoruk
"görmüş geçirmiş" bir siyasetçi. Bugün kendisi hatırlar mı bilemiyoruz,
"fi" tarihinde (23 Mart 1984),
Kartal-İskele Meydanı'nda konuşmuştu.
"Bizi biliyorsunuz, bizi tanıyorsunuz" demişti. Vay sen misin
"bunları" söyleyen. DYP'nin kapatılması için Anayasa Mahkemesi'ne açılan davada
"Cindoruk'un sözleri" delil olarak gösterilmişti.
"Bizi biliyorsunuz, bizi tanıyorsunuz demek, biz kapatılan Adalet Partisi'nin devamıyız demek... Öyleyse DYP'nin de kapatılmasına..."
***
Evet
"yeni Anayasa" da,
"bu konular" da çok önemli... Herkes düşünmeli.