Cumhurbaşkanı "devletin başı." "Konumundan" kaynaklanan gücü, "yasalardan" gelen ağırlığı var.
Soru:
- Yarın, "halkın seçeceği Cumhurbaşkanı'nın" gücü, yetkisi, statüsü, ağırlığı şimdikinden kat kat fazla olmaz mı?
Bir başka soru:
- Parlamenter sistem... Ve halkın seçeceği Cumhurbaşkanı... Bu durum Cumhurbaşkanı ile Başbakan arasında "sürtüşme" yaratmaz mı?
***
Soruları
"siyaset bilimi Hoca'sı" Deniz Baykal'a sorduk.
Dedi ki:
Anayasa'nın dengesi bozuldu.
Halkın seçmesi demek... Cumhurbaşkanı'nın yarı başkan, hatta tam başkan konumuna getirilmesi demek.
Cumhurbaşkanı tarafsız... Günlük olayların üstünde... Sistem böyle.
Ama halk seçince... Doğrudan üstün iradeden güç alınca... Kaçınılmaz şekilde güçlenecek.
Bir başka soru:
- Cumhurbaşkanı seçimi nasıl olacak?.. Adaylar il il dolaşacaklar mı?.. Kampanyanın ayrıntıları... Radyo ve TV'lerin yayını... Bu işler nasıl düzenlenecek?
Deniz Bey dedi ki:
- Bunlar çok önemli şeyler.
***
- Deniz Bey... Önceki sorular
"Hoca'lığınıza" idi... Şimdi
"siyasetçi Baykal'a" soruyoruz... Bunları (iktidarla) ne zaman oturup konuşacaksınız?
- Karşımızda
"iyiniyetle konuşacak bir muhatap" olunca, oturur konuşuruz.
- Deniz Bey... Başbakan her konuşmasında
"gelin, uzlaşalım, Anayasa'yı değiştirelim" diyor.
Baykal'ın tepkisi:
Herkes
"kendine göre Anayasa" derdinde.
Kimi istiyor ki,
"üniter devlet sona ersin."
Kimi de istiyor ki,
"yargı üzerinde iktidarın gücü artsın."
Bu defa da ben size sorayım:
"Kiminle ve nasıl" uzlaşacaksınız?