Seçim kampanyasında yaşananlar "bir şeyi" gösterdi:
Belediyelerin "imar mevzuatında" sakatlık var.
Yerel seçimden sonra "TBMM, bu soruna mutlaka el atmalı." Hem de hiç gecikmeden.

***

İmara açılan yerlerde belediyenin "imar planı yapma yetkisi" var.
Bu yetki "devam etmeli."
Ancak...
Belediyelerin "yapılmış imar planı üzerinde değişikliğe gitme yetkisi" sınırlanmalı.
"Kontrol altına" alınmalı.

***

Günümüzde görülüyor ki;
Özellikle "rant olan yerlerde", imar planı değişikliği yoğun.
Ve bununla ilgili "yolsuzluk iddialarının" haddi hesabı yok.

***

Bu konuya girmişken "Kayseri modelinden" de bahsetmemiz gerekiyor.
Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Özhaseki "kalın bir çizgi" çizdi:
- Kimse belediyeye imar planı değişikliği için gelmesin.
Ama "ille de değişiklik gerekiyorsa..."
Özhaseki "ikinci çizgiyi" çizdi:
- İmar değişikliği ile doğacak rant belediyeye kalacaktır... Kişilere rant sağlayacak değişiklik yapılamaz.

***

Tekrar ediyoruz:
Bu olay "disiplin altına" alınmalı.
Yoksa "yolsuzluk iddialarının ardı arkası kesilmez."
Siyaset de, siyasetçi de, belediye de kolay kolay "temizlenemez."