TV'ler, gazeteler iki gündür "Diyarbakır rezaletini" gözler önüne seriyorlar.
Üniversite hastanesine "40 yıl, 50 yıl" yetecek ilaç alınmış.
Hatta bazı ilaçlar "bin yıl yetecek kadar."
Çoğu "çöpe gidecek."
Kimin umurunda?
***
Konu Diyarbakır'dan açılmışken...
Aynı ildeki "bir başka hastaneden" bahsedelim:
Devlet Hastanesi' nden.
Dr. Fetin Rüştü Yıldız burada "5 yıl başhekimlik" yaptı. (2003-2008)
Sonra Kocaeli'ne "başhekim olarak" atandı.
***
Dr. Fetin Rüştü Yıldız, Diyarbakır'da Başhekim oldu ve:
* Yatak sayısı yüzde 50 arttı.
* Ameliyat da.
* Hastanede MR çekilemiyordu... Dışarıya, başka hastaneye "havale" yapılıyordu... "1 yıl sonrasına" gün veriliyordu.
* Dr. Yıldız, Başhekim olduktan sonra hastanede MR çekilmeye başlandı... Hem de aynı gün.
Gelelim "tıbbi malzeme alımı" meselesine.
Doktor "göreve başladığı gün" sordu:
- Bu yıl için ne kadar sağlık malzemesi alındı?
- 3 trilyonluk efendim.
Ertesi yıl hastaneye "1 trilyonluk malzeme" alındı.
Ve işler "tıkır tıkır yürüdü."
***
Doktor Fetin Rüştü Yıldız her yıl "depo sorumlusunu, doktorları, eczacıları" topluyordu:
* Depomuzda ne var?
* Hangi ilaçlara ihtiyacımız var?
* Her doktor, ihtiyaç listesini bizzat yazıp, imzalayacak.
Sonunda "devlet kazandı."
Diyarbakır'da Devlet Hastanesi'ne "güven arttı."
Ve pek çok il, başhekim olarak Dr. Fetin Rüştü Yıldız'ı istedi.
Kısmet "Kocaeli imiş."
***
Diyarbakır'da, Devlet Hastanesi'ne defalarca gitmiştik.
Dr. Fetin Rüştı Yıldız Kocaeli'ne atandı...
Bu defa onu "yeni görevinde" ziyaret ettik.
Ve TV'lerde, gazetelerde "Diyarbakır-Üniversite hastanesinde yaşanan rezaleti" izleyip, okuyunca...
Bu yazıyı yazmaya karar verdik.