Ne yeni yılmış ama...
Önce "doğalgaz zehirlenmesi" oldu, Ankara ayağa kalktı.
Ardından Gazze'de bombalar patladı, Ankara'da yer yerinden oynadı.
Ve dün de Ankara "Ergenekon'la uyandı."
Ortalık "toz duman."
"Göz gözü görmüyor."
***
"Bu çeşit işlerin" şakası olur mu?
Bal gibi oluyormuş.
Dün Ankara'da "en yaygın şaka" buydu.
Birbirine "seni de içeri alacaklar" diye takılan, o kadar çoktu ki.
***
"İçeri almak" dedik de aklımıza geldi.
Biz de "birine" takıldık.
Ama "Ergenekon konusunda" değil.
"Başka" konularda.
***
Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay'la konuşuyorduk.
"Nâzım Hikmet'i övmeye başlayınca" sözünü kestik:
- Bakan olduktan sonraki eylem, işlem ve Nâzım'a dair bu söylemlerinizden dolayı sizi kutluyoruz kutlamasına da... Bunları eskiden yapmış olsaydınız acaba nerede olurdunuz?.. Yanıtını da verelim: İçerde.
***
Ertuğrul Günay başladı gülmeye:
* Bunları 1990'dan önce yapsaydım, söyleseydim "DGM'de olurdum."
* 1980'den önce ise "Sıkıyönetim'de."
***
Yaşamak güzel şey.
"Kimi" yaşıyor, Bakan oluyor.
Kimi de ya "zindanda çürüyor" ya da "gurbette" ölüyor.
"Değişimi, bugünü" göremeden.