Kahvaltı salonuna girdik, Devlet Bey bizi "güler yüzle" karşıladı. Kahvaltıdan sonra "güler yüzle" vedalaştık.
Onun dışında Devlet Bey'in yüzünde "sadece bir kez" tebessüm oluştu. "O tebessümün" hikâyesine gelince...
***
Bahçeli, Başbakan'ı eleştiriyordu. "Ayaklarının yerden kesildiğini" söylüyordu. "Zaten" dedi:
* Sayın Başbakan hep havada.
* Gazetecilerle de havada konuşmak herhalde daha tatlı bir sohbet oluyor.
* Biz henüz onu tadamadık.
Devlet Bey'in "biz henüz onu tadamadık" sözüne "salon güldü."
Bahçeli'nin yüzüne de bir "tebessüm yayıldı." Onun dışında MHP liderinin yüzü "hep aynıydı... Fotoğraflardaki gibi... TV görüntülerindeki gibi."
***
"Kahvaltılı sohbete" dair son notlar:
* Devlet Bey zamanı iyi kullandı... Açış konuşmasını "hoş geldiniz, afiyet olsun" gibi nezaket sözleriyle çok kısa tuttu... 30 saniye bile değil.
* Soru sorulmasını istedi... Ve her soruya da yanıt verdi... Kimseyi incitmeden... Olağanüstü nezaket içinde.
* Salonda MHP'nin üst yönetiminden 3-5 kişi ya vardı ya yoktu... Taraftarlarım toplansın, beni alkışlasınlar gibi bir şeye tenezzül etmedi.