Sene 2001... Aksaray valisi "makamdan" çıkmış, yürüyerek evine gidiyor.
Yolda "el arabası" ile evine "tahta parçaları" taşıyan "nine" görür.
Arabayı nineden alır, kendi sürmeye başlar.
Bu sırada yağmur çiselemektedir.
Islana ıslana "Nafize ninenin" evine varırlar.
***
Oğul ölmüş, gelin kocaya gitmiş.
Üç yetim, Nazife nine ile hamallık yapan kocasına kalmış.
Kocası da ölmüş.
Nazife nine yazları çapaya, pancara gidiyor. Kışları, inşaatlardan tahta parçaları taşıyor, sobada yakıyor.
***
- Nine, sen hiç duymadın mı?.. Hükümet, valilik odun, kömür, yiyecek veriyor... Neden gidip istemiyorsun?
- Duydum yavrım... Emme ben başka bir şey işitiyom... Hökümet çok sıkıntıdeymiş... Bi de biz mi yük olak?
***
Vali bey "nineye çaktırmadan" gerekli yerleri arar.
Bir süre sonra "koruma polisi Hakkı" ile "Vakıf sekreteri Şeref" gıda paketlerini eve taşımaya başlarlar.
Vali bey "nine" der:
- Arabada kömür var, onu nereye indirelim?
***
Nazife nine şaşkındır.
Koruma polisi ile Vakıf sekreterinin "Vali bey, vali bey" diye hitaplarını duyunca...
"Yolda kendisine acıyıp, el arabasını taşıyan adama" sorar:
- Yavrım, sen vali misin?
Vali bey cevap veremez.
Nine ağlamaya başlar.
Devletin valisi de ağlamaktadır.