Şanlıurfa "iki türlü göç" yaşamış:
1. Batı'ya göç vermiş.
2. Köylerden göç almış.
Ayrıca...
* Okuyan, parası pulu olan "gitmiş."
* Evsiz barksız, işsiz güçsüz takımı "gelmiş."
***
Buhara Mahallesi'nde "iki emekliyle" konuştuk. Biri Seyit Ahmet Akdemir, diğeri İbrahim Özgönül.
Mahalle "gecekondu mahallesi."
- Kaç yıldır bu mahalledesiniz?
- 14 yıldır.
- Halinizi nicedir?
Seyit Ahmet dedi ki:
- Vallah haram yoh, yalan yoh.
İbrahim Özgönül:
- He vallah, bende de yoh.
***
- Yalan yok haram yok, öyleyse konuşun bakalım, nasılsınız?
- Vallah begim bu yol çamur idi... Taş döşendi eyi oldi.
Belediye Şanlıurfa'da "3 milyon metrekare kilitli parke taşı" döşemiş.
Kadın erkek, çoluk çocuk toplandılar:
"Aha" dediler:
- Bu yolda çamurdan, topraktan, taştan yürüyemez idin... Bakasın şimdi olmuş sankim Paris.
***
İnsanımızı mutlu etmek o kadar kolay ki...