Rize'de futbol sahası "kentin içinde."
Belediye bir "formül üretti." Rizeli "denizciler ve müteahhitler" şirket kurdular. Belediye "kentin içindeki stadyumu" bu şirkete verdi. Şirket orayı yıkacak "iş merkezi yapacak."
Karşılığında da "yepyeni bir stadyum inşa edecek." Ancak "Rizeli'nin kafasını kurcalayan bir konu var."
***
"Kafa kurcalayan konuyu" Belediye Başkanı Halil Bakırcı anlatsın:
- Bakın, yeni stadın hemen bitişiğinde bir arsa, gördünüz mü?.. Üzerinde Petrol Ofisi'nin depoları var.
- O arsa 9 bin metrekare... Aydın Doğan'ın... Daha doğrusu Petrol Ofisi'nin.
- İstiyoruz ki o arsayı alalım... Stadyum ile birleştirelim.
Halil Bakırcı:
- Ben Petrol Ofisi Genel Müdürü ile görüştüm... Vali bey de Aydın Doğan'la konuştu biliyorum.
- Sonuç?
- Dedik ki... Arsayı verin, karşılığında size Rize'nin içinde benzin istasyonu yeri verelim... Ayrıca, bize vereceğiniz arsanın 2 bin metrekarelik yerine de Petrol Ofisi istasyonu açın.
***
Halil Bakırcı anlatmaya devam etti:
- Aydın Doğan bey makul insan... Hemşehrimiz sayılır... Gümüşhaneli... Anlayış gösterdi.
- Uzlaşıldı... Tam protokol yapılacağı sırada iş durdu... Yazıya dökemedik.
***
- Başkan, son dakika ne oldu?
Halil Bakırcı güldü, bir şey söylemedi.
- Neden sustunuz?.. Başbakan ile Doğan Medya Grubu arasındaki kavga mı sizin işin yatmasına neden oldu?
Halil Bakırcı:
- Biraz öyleye benziyor.
- Büyükler kavga ettiler, ucu bize dokundu.
- Ama çaresi yok, bu iş çözülecek.