Bir "yetkili" çıkıyor, ekonominin çok iyi olduğunu söylüyor.
Bir "gösterge" yayınlanıyor, ortalık tozpembe gösteriliyor.
Ama piyasanın içindeki Birol Aktan "hepsini boş verin, beni dinleyin" diyor:
- Piyasa iyi olsa biz Millenium'u kapatır mıydık?
- Ama diğer alışveriş merkezleri insan kaynıyor.
- Doğru... Gelen, giden, gezen çok... Ama kaçı alışveriş ediyor, siz ona bakın.
***
Birol Aktan:
- Mantar gibi alışveriş merkezi yapılıyor.
- Ankara bu kadarını kaldırmaz.
- Göreceksiniz zamanla bir kısmı hastane olur.
- Bir kısmı okul... Veya öğrenci yurdu.
- İsteyenle bahse girerim.
***
"Ya inşaat sektörü" diye konuyu değiştiriyoruz.
Birol Aktan:
- Ankara'da her yer inşaat kaynıyor... İyi de, alıcı nerede?.. Şu anda ihtiyaçtan yüzde 30 daha fazla konut inşa halinde... Satışlar çok durgun.
***
Birol Aktan "Amerika'ya gitmiş." Oradaki alışveriş merkezlerini incelemiş.
Dedi ki:
- Onlar da önceleri bizim gibi yapmışlar... Ama yürütememişler.
- Sonra alışveriş merkezleri bankaların eline geçmiş.
- Banka kira almıyor... Yapılan alışverişten pay alıyor... Ciro üzerinden.
- Bizdeki alışveriş merkezleri de yavaş yavaş finans gruplarının eline geçerse şaşmayın.
***
Koca koca yetkililer "endişe edecek bir şey yok... Ekonomi canlı... Piyasa hareketli" diyorlar.
Madem ki "yetkililer..."
Öyleyse "inanmak gerek."
Fakat, Ankara'nın "İstanbul yolu çıkışında, 8'inci kilometredeki" Millenium'u yapan Birol Aktan "neden böyle konuşuyor?"