Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin, kendi öz çocuğuna sarılır gibi gümüş madalyalı Sibel Özkan'ı bağrına basınca...
Sibel'ciğin başı "Bakan beyin kolunun altına gömüldü."
Manzara "anne kuşun, yavrusuna kol kanat germesi" gibiydi.
Ya da "koyunun, yeni doğmuş kuzusunu emzirmesi gibi."
"Sibel" dedik:
- Sen babasız değilsin... Bakan bey senin baban.
***
Mehmet Ali Şahin:
- Sibel sende yetenek var, gelecek defa altın bekliyorum.
- Efendim bu defa alacaktım... Çok heyecanlandım.
- Biliyorum... Seni çok seviyoruz.
- Efendim söz veriyorum... 2012'de Londra'dan ülkeme mutlaka altın madalya ile döneceğim.
İnanıyorum.
***
Kemal Baytaş, Sibel Özkan'a "aferin" dedi:
- Yaşından daha olgunsun... Madalya seni hiç şımartmamış... Böyle kal Sibel.
Sibel başını önüne eğdi.
Mehmet Ali Şahin "Sibel ben senin ağabeyinim" diye konuştu:
- Sana bazı tavsiyelerim olacak.
- Tabii sayın Bakanım... Emredin.
- Emir değil yavrum... Ağabey nasihati.
***
Mehmet Ali Şahin:
- Aman gevşeme... Aman ipin ucunu bırakma.
- Senin gibi ödül almış bazı sporcular tanıyorum... Madalyayı, ödülü aldılar, sonra değiştiler.
- Çok gençsin... Bayrağımızı zirveye taşıyacaksın... Sende bu yetenek var.
- Aman yavrum çalışmaya devam.
Sibelcik "öğretmenini dinleyen bir ilköğretim okulu öğrencisi gibi" başını salladı:
- Başüstüne efendim.
