Bir varmış, bir yokmuş... TBMM'de "Faili Meçhuller Komisyonu" kurulmuş.
Komisyonun başkanı da bir hukukçuymuş:
Mehmet Elkatmış.
Şimdi "hikayemizi" anlatalım.
***
"Bazı kişiler" Elkatmış'a demişler ki:
- Şöyle bir hakim var.
- Çok yetenekli, çok becerikli.
- Her şeyi bilir, tuttuğunu koparır.
- Faili meçhul cinayetleri araştırma konusunda çok yardımcı olur.
- Başbakanlıkta da görev yapmışlığı vardır.
***
Bu hakimle ilgili olarak "o kadar çok kişiden" tavsiye gelmiştir ki Mehmet Elkatmış "olur" der.
"Bu kişiyi" çağırır.
Konuşur. Komisyonda "işe" başlatır.
***
Komisyon çalışmaları sırasında "yeni elemanlara" ihtiyaç olur.
Elkatmış "Adalet Bakanlığı'na" yazı ile başvurur:
- Komisyonumuzda görev yapmak üzere iki hakim tahsis edilmesini saygılarımla arz ederim.
Bir süre sonra bakanlıktan yanıt gelir:
- Kusura bakmayın hakimlerin böyle işlerde görevlendirilmesine hukuken imkan bulunmamaktadır.
***
Mehmet Elkatmış'ın kafasında "sorular uçuşmaya" başlar:
- Daha önce bir hakimi göreve başlattık, kimse bir şey demedi.
- Şimdi bakanlıktan hakim istiyoruz, vermiyorlar.
- Yoksa bilmediğimiz bir şeyler mi var.
***
Neyse, komisyon çalışmalarını yürütür.
"Çok kişinin tavsiye ettiği hakim" bir gün Elkatmış'a gelir:
- Efendim izninizle Amerika'ya gidiyorum.
- Niçin?
- Davet aldım... Faili meçhulleri araştıracağım.
Elkatmış'ın zaten karışık olan kafası daha da karışır.
***
Aradan bir süre geçer.
İstanbul'da "bir trafik kazası" olur.
Ve "Faili Meçhul Komisyonu'nda görev yapan hakim" faili meçhule gider. Öldüğünde üzerinde "çekler, senetler" vardır.
***
Dün Mehmet Elkatmış bize bu olayı "isimli, resimli, tarihli, ayrıntılı" anlattı ve dedi ki:
- Bende jeton sonradan düştü.
- Birileri, bu hakimi özellikle içimize sokmuştu.
- Zaten komisyonda ne olup bitiyorsa, bazı yerlere sızıyordu... Ben de nereden sızıyor diye merak ediyordum.
- Biz komisyon olarak karanlık iş ve ilişkileri araştırıyorduk... Ama sonradan öğrendim ki karanlık iş çevirenler devlet içindeki bir adamlarını bizim içimize yerleştirmişler.