Cumhurbaşkanı Sezer yurtdışına "çok çıkmadı."
Çıkışlarında da yanına "kalabalık bir heyet" almadı.
"Şekil" 1980 öncesini andırıyor. 1980'den önce de Cumhurbaşkanları "yurtdışına az giderdi."
Heyetleri de "fazla kalabalık olmazdı."
***
Ancak "heyettekilerin sayısı" bakımından, Sezer'in uygulaması "1980 öncesinden de sıkıydı."
"Titizlikte ölçüyü kaçırdı" denilebilir.
***
Dünyaya açılırken heyetinde "tek işadamı" olmadı.
Ne TOBB Başkanı, ne TÜSİAD, ne MÜSİAD.
Ne bir ihracatçı, ne bir müteahhit.
Bu uygulama "Sezer'in stilinin bir parçasıydı."
***
Ama yine de ortaya bir "Sezer farkı" koyabilirdi.
Heyetine "bilim adamlarını" alabilirdi.
"Sanatçıları" alabilirdi.
***
Cumhurbaşkanı da olsa herkesin bir "iç dünyası" vardır. Kim bilir, Sezer belki de "yabancı dil bilmediğinden" dünyaya pek açılmak istemedi.
Ama "tercümanlar ne güne duruyor" ki?