Diyarbakır'dan Ankara'ya döndük ve...
Sağa sola göz attık.
Meclis'e, partilere, siyasi kulislere.
Aday listelerine girebilmek için birbirini yiyenlere.
"O parti olmazsa bu parti" diyenlere. Sonra da "yeniden" Anadolu'ya açıldık.
***
Günaydın Kırıkkale.
Tabii daha öncesinde "Elmadağ" var.
Merhaba "Kırşehir."
Elbet öncesinde "Keskin, Akpınar."
"Sonrasında" Mucur.
***
- Bayrak mitingleri AKP'li seçmenin kafasını karıştırmış.
- Cumhurbaşkanı seçilemedi diye AKP'nin mağduriyet rolü oynaması zor görünüyor.
"Yükselen milliyetçiliği" dolu dolu gözleyebiliyorsunuz.
"Şehit cenazeleri" halkın canını çok sıkmış. Siyasetçilere öneri: Tepki görseniz bile şehit cenazelerine katılın.
***
"Sahibi, sözcüsü olmayan" 2 sorun:
1. İşsizlik.
2. Fakirlik.
Halk "siyasi gündemde bu konuların olmamasından rahatsız."
***
Karı koca memurlar. Eve 2 maaş giriyor.
Anadolu'da 2 maaş "yüksek yaşam standardı" demek.
Ama siz gelin "esnafı" dinleyin:
- Maaşın birine banka el koyuyor... Memurun satın alma gücü kalmıyor.
- Banka neden el koyuyor?
- Maaşın biri ya konut kredisine gidiyor ya da araç.
Bir başka yakınma:
- Enflasyon gerçekten düştü düşmesine de, benim mutfağıma faydası ne?
***
"Bunca yılın solcusu" sağ partiden aday. Sağcı bilinen de "sol partiden."
Halk "bu işe" ne diyor?
***
Özellikle Anadolu'da "bu çeşit işler"
seçmenin ana tercihi üzerinde önemli bir değişikliğe yol açmaz. Ancak partilere, liderlere "bir hava verdiği" kesin. Kapıları açıyor, herkesi kucaklıyor" havası.
***
"Efendi yaz... İstikrar için AKP.
- Girdiler pahalı, ürün para etmiyor... Asıl onu yaz.
- 4 yıldır fiyatlar aynı... Fiyat istikrarını yaz.
- Kıbrıs'ı yaz... Şehitleri yaz.
Millet hem "yaz" diye bastırıyor, hem de soruyor:
- Ne gün gazetede çıkacak?