Seçim olmadan asla... İlle de seçim... Tek yol seçim... Mümkün olan en kısa zamanda seçim... Zira:
Siyaset hamamının namusunu ancak seçim temizler.
Seçimi "geciktirmek" ise...
Siyasi havayı "daha da gerer."
***
Neyse iyi ki Anayasa Mahkemesi var.
Biz "bunları" söyleyince Tülay Tuğcu "öyle mi" diye güldü... Ve ekledi:
- Sağolun.
***
- Anayasa Mahkemesi'nin sayın Başkanı... Ne yapıyorsunuz, ne yapacaksınız?
- Yarın (bugün) öğleden sonra görüşmeyi düşünüyoruz.
- Ama salı günü Yüce Divan yok mu?
- Dilekçe verdiler... Savunmayı 1 hafta sonra yapmak istiyorlar... (Cumhur Ersümer, Zeki Çakan davası) Bu bizim için de rahatlatıcı oldu.
- Salı öğleden sonra ne olacak?
- Müzakere... Raportör, raporunu okuyacak... Sonra üyeler konuşacak... Belki birbirimize sorular soracağız, cevaplar vereceğiz... Belki açıklama isteyeceğiz... Usul böyle.
- Ne kadar çalışırsınız?
- İş ne zaman biterse.
- Gece yarısına kadar uzarsa?
- Olabilir... Sosyal Güvenlik Yasası' nda öyle oldu... Konu bitene kadar müzakere.
- Yani çarşambadan, 2'nci turdan önce mutlaka karar vereceksiniz.
- Amaç öyle.
- Sayın Başkan... Yüce Mahkeme ne yapacak? "367 aranır" veya "aranmaz" mı diyecek?.. Yoksa "siyaset tıkandı, öyleyse önünü ben açayım... Seçime gidilsin, gidilmesin" diye bir yorumda, öneride bulunacak mı?
- Öyle bir öneride bulunmamız mümkün değil... Vereceğimiz kararların sonuçları ise belli.
- Sayın Başkan, yorum çok... Herkes Anayasa hukukçusu oldu.
- (Gülerek) Evet öyle, ne yapalım.
- Kararınızda siyasetin gölgesi olabilir mi?.. Anayasa yargısı siyasetten hangi ölçüde etkilenir?
- Siyaset ayrı şey... Bizimle ilgisi yok... Biz siyasetle ilgili değiliz... Bu konuya özellikle özen gösteriyoruz... Biz bir doğru çerçevesinde karar veririz.
- Hangi doğru?
- Anayasa' nın doğrusu... Anayasal doğrular.
***
İyi ki Anayasa Mahkemesi var.
Kararı ne yönde olursa olsun "önünde saygı ile eğilelim."
***
Ve hemen "başka konuya" girelim:
- Sayın Mehmet Ağar... Önce Tandoğan Meydanı sonra Çağlayan "birleşin" diye bağırdı.
- Doğru... Haklılar... Ben bunu çok önce gördüm ve söyledim... 12 Eylül 1980'den sonra meydana gelen siyasi dağınıklığı gidermek şart.
***
- Sayın Deniz Baykal... Meydanlar "birleşin" dedi.
Baykal'ın söylemi:
- Farkındayım, meydanların talebini yürekten destekliyorum.
- Meydanlar "pazarlık" ya da "ittifak" demiyor... "Birleşin" diyor.
- DYP ile Anavatan bunu gördü... Tek çatıda toplanmayı konuşuyorlar.
- Halkın mesajı açık: Tek çatıda birleşin, yoksa sandıkta biz birleştiririz.
***
Bugün "siyasetin en uzun günü."
Herkes "Anayasa Mahkemesi'ne kilitlenecek."
Ve Türkiye "sorununu" Anayasal sistem içinde "darbesiz-dayatmasız" demokrasiyi işleterek çözecek.
Bir kez daha "yaşasın demokrasi."