Hafta sonu çarşı pazar gezilir.
Tarihi yerlere gidilir.
Veya sinemaya, lokantaya, misafirliğe...
Dün bir değişiklik yaptık. Yılların dostu İsmail Coşar'ın kapısını çaldık:
- Hocam, kar altındaki Ankara'yı görmek istiyoruz.
***
Kocatepe'nin 4 minaresi var. 4'ü de asansörlü. Girdik asansöre, çıktık yukarıya.
Ankara'da hava dün soğuktu.
Minarenin tepesi, 100 metre yukarısı daha da soğuk. Üstelik rüzgarlı.
Minareler rüzgarda sallanıyor.
İsmail Coşar:
- 10 santim sallanır... 5 santim o yana, 5 santim bu yana.
***
Kenan Evren merak edip, çıkmış.
Norveç Başbakan'ı çıkmış, büyülenmiş. Hocafendi:
- Rahmetli Yaser Arafat geldi... İngilizce vaaz verdik... Gözleri yaşardı, boynuma sarıldı.
***
Hocafendi anlattı:
- Cemaat sayısı belli... Şu iktidar gelmiş, bu iktidar gitmiş, bizim cemaatimiz aynı... Değişmez.
- Kadınlar da gelirler... Kiminin başı açık, kiminin kapalı... Kimi pantolonlu... Namaz adabı neyi gerektiriyorsa öyle örtünür, niyet eder ve namaza dururlar.
- Bazen medyada kadınlar camiye gidiyor, Cuma kılıyor haberleri çıkıyor... Rahmetli Duygu Asena'nın ölümündeki gibi, TV' ler kadınlara dönük yayın yapıyor... Öyle dönemlerde kadın cemaatimizin sayısı artıyor... Sonra eski haline dönüyor.
***
Birkaç gün önce Amerikan Büyükelçiliği'nden "üst düzey bir kadın diplomat" gelmiş.
"Cami adabına uygun biçimde" örtünmüş. Vaazı dinlemiş. Namazı izlemiş.
Sonrasını İsmail Coşar Hocafendi anlatsın:
- Gözlerinden bir yaş boşalmaz mı?.. Dayanamadım, ben de başladım ağlamaya.
***
Merak edip gördüklerimizi görmek isteyen olursa, çekinmeden İsmail Coşar Hoca'ya varsınlar. Selamımızı söylesinler.
Kocatepe' yi doya doya yaşayacaklardır.