İhtilalciler emekli Org. ve eski milletvekili Nuri Yamut'u "tekme tokat" götürünce...
"Komşusu" eski İçel Milletvekili Hidayet Sinanoğlu "saklandığı arkadaş evinden" kendi evine döner.
"Askerlere" telefon eder:
- Evdeyim, gelin beni alın.
Ve "istikamet Yassıada."
***
Hidayet Sinanoğlu Yassıada'da "diğer İçel milletvekilleri ile birlikte" yargılanır.
Örneğin eski Meclis Başkanı Refik Koraltan'la...
AKP Genel Başkan Yardımcısı ve Mersin Milletvekili Mir Mehmet Dengir Fırat' ın amcası Hüseyin Fırat' la.
İbrahim Gürgen, Yakup Çukurova ile birlikte.
***
Hidayet Sinanoğlu Yassıada'da "ucuz sıyırdı."
"5 yıla" mahkûm oldu.
2002'de, 86 yaşında öldü.
***
Oğul Niyazi Sinanoğlu "aslında" dedi:
- Babam için bir de halkı silahlandırmaktan dolayı idam istemiyle dava açıldı ama... Bu dava örtbas edildi... Geri çekildi... Görüşülmedi... Örtüldü. Sahi "üstü örtülen suçlama, geri çekilen dava" neydi?
***
İngilizler Kıbrıs'tan çekildikten sonra Rumlar "Türkler' e eziyete başlarlar."
Kıbrıs Türk'ü "sahipsizdir, silahsızdır."
Türk hükümeti "el altından" Kırıkkale'den Mersin'e "mühimmat" gönderir.
"Askeri malzeme" yine el altından Mersin'den Anamur'a ulaştırılır.
Ve Anamur'un "Yoğunduvar mevkiinden" de, el altından Kıbrıs'taki Türk mücahitlere.
"Kıbrıs Türkü' nün şanlı direnişi" böyle başlar.
***
27 Mayıs 1960 ihtilali olunca Cumhurbaşkanı Celal Bayar ile İçel Milletvekillerinden "işte bu mühimmatın" hesabı sorulur.
"Anamur' da halkı silahlandırmak" davasının iddianamesi düzenlenir. Bu büyük suçun cezası ise "idamdır."
***
Niyazi Sinanoğlu:
- İhtilalciler son dakikada bu davayı durdurdular... Zira suçlanan Bayar, TBMM Başkanı Koraltan, babam ve öteki İçel milletvekilleri hakime demişler ki... İsterseniz bizi asın... Ama mahkemede silahı Kıbrıs Türkleri' ne yolladığımızı söylemeyiz... Söylersek bundan ülkemiz zarar görür... Bunun üzerine davanın üstüne bir şal örtülmüş... Suçlama geri çekilmiş.
***
İhtilalden yıllar sonra "Demokratlar Kulübü" kurulmuştu.
Eski DP'liler "anılarını" anlatmışlar.
"Kitap yapılmak üzere."
Sıra "yukarıdaki olaya" gelmiş.
"Kitapta yer alsın mı, almasın mı" diye.
Günlerce tartışmışlar. Ve şu karara varmışlar:
"Yazmayalım... Devletimize zararı olur."
***
Yıllar geçti aradan.
Örtüyü kaldırmanın zamanı geldi diye düşünüyoruz.