Sine-i millet konusu için "siyasi zevzeklik" demiş ve eklemiştik: Abuk sabuk... Saçma sapan... İpe sapa gelmez bir şey. (19 Aralık)
Ama bakıyoruz da hâlâ "konuşanı" çok.
"Kaşıyanı" da. Tabii "başka hesaplarla" kurcalayanı da.
Öyleyse...
"Perdeyi aralayalım."
***
Deniz Baykal diyor ki:
- Erken seçimin kapısını açacağını bilsem sine-i millete döneriz.
Baykal "sine-i millete dönmeye kesinlikle karşı."
Ve "asıl karşı oluş gerekçesi çok farklı."
Fakat "ana gerekçeyi" söyleyemiyor.
***
1. Sine-i millete dönmek, erken seçim kapısını aralar mı, aralamaz mı?.. Bu sinei millete dönmeden belli olmaz.
2. Sine-i millete dönmek risktir... Gidip de dönememek var... Ama risksiz siyaset de olmaz.
***
Birileri ortaya "sine-i millet" lafını atınca...
Başbakan hemen sesini yükseltti:
- Biz TBMM'de kabul etmezsek, sinei millete dönüş istifaları yürürlüğe girmez.
1. Bu sözler siyaseten yanlış.
2. Başbakan'ın bu konuya girmesi hepten yanlış.
***
Başbakan'ın "yakın çevresine" bakıyoruz.
Hepsi de önemli "sorumluluk mevkilerindeler."
"Söylemlerini" dinliyoruz.
"Aklı başında birinin etmeyeceği" sözler:
* Sinei millete dönerlerse, TBMM'de bazı istifaları kabul ederiz, bazılarını etmeyiz.
* Deniz beyin istifasını kabul ederiz, diğerlerini ret.
* Böylece CHP de kurtulur, millet de.
***
Bunlar sine-i millet işini "magazinleştirenler."
Bunlar "hafif, yakışıksız, sahibine itibar sağlamayan" sözler.
***
1. CHP sine-i millet derse, ANAP bunun gerisinde kalamaz.
2. DYP hiç kalamaz.
3. Ve Meclisteki muhalefet sıraları boşalır.
4. TBMM'nin istifaları onaylaması işin hukuki yönüdür... İstifalar reddedilse bile muhalefet Meclis genel kuruluna girmez, komisyon çalışmalarına katılmaz.
5. Fiili sonuç, Meclis'in muhalefetsiz kalmasıdır... Hukuki sonuç bu fiili durumun önemini azaltmaz.
***
TBMM'nin "muhalefetsiz kalması" demek...
1. Meclis'in meşruiyeti tartışmasının başlaması demektir.
2. Ara rejim özlemlerinin, rejim kavgasının gündeme oturması demektir.
***
Deniz Baykal "bunu görüyor."
Bir rejim sorununun doğmamasını "Tayyip beyin Çankaya'ya çıkıp, çıkmamasından daha önemli buluyor."
Ve sine-i millet konusunu kapatmak istiyor.
İktidardakilerin "bunu anlayıp, susmaları gerekirken..."
Hiç gereksiz yere "konuya" balıklama dalıyorlar.
"Siyaseten" büyük hata.
Bu politikayla "Cumhurbaşkanlığı seçim sürecini nasıl yönetecekler?"
***
1. İşçinin, işverenin, köylünün bir sine-i millet talebi yok.
2. Sivil toplum örgütlerinin yok.
3. Üniversitelerin yok.
4. Öyleyse... Sine-i millet, zevzeklikten başka bir şey değil... Gerilim ticaretinin tam kendisi... Ve hariçten gazel okumanın daniskası.