Süleyman Demirel "Türkiye'nin Batı'daki imajında çarpıklık var" dedi:
* Türkiye uygar ülke.
* Hoşgörülü ülke.
* Başka dinlere saygılı ülke.
* Özgürlüğü, adaleti, barışı hedef almış bir ülke.
* İşte büyük Atatürk'ün cumhuriyeti bu.
* Halkı Müslüman ama, laik bir devletiz.
***
Demirel sonra Batı'ya seslendi:
* Müslümanlığı neden yadırgıyorsun?
* AB içinde bulunmamızın sakıncası dinimiz mi?
* Siz Hıristiyan kulübü müsünüz?
* Bizi içine al, hoşgörünü barışçılığını göster.
***
Süleyman Demirel:
- Yarın biri çıkıp da "böyle konuşuyorsunuz ama, işte Papa'ya yaptığınız muamele de orta yerde" diyememeli... Kimseye "hem davet ediyorlar hem de görüşmeye gelmiyorlar" dedirtmemeliyiz.
***
- Sayın Demirel... Ya bazı devlet büyüklerinin başka önemli işleri varsa?
- Bunu kimseye anlatamazsın... "Başbakan değil, Devlet Başkanı davet etti" falan da diyemezsin.
***
Demirel:
- Türkiye'nin en çok ihtiyacı olan şey imaj... Türkiye'nin imajını daha da çarpıtırsınız.
***
- 1967'de Başbakan'dınız... Babanız hacıydı... Papa ile konuştunuz. Çevreniz ne dedi?
- Kim, ne diyebilir?.. Elhamdülillah Müslümanım... Olaya öyle bakmayacaksınız.
- Nasıl bakacağız?
- Papa geldi, Cumhurbaşkanı konuştu... Nerede hükümet başkanı?.. Nerede Meclis başkanı?.. Efendim, onların işleri var... Batı bunu farklı anlar.
- Ne der?
- Kaçtılar der... Bir şeyin şüyuu vukuundan beterdir... Yani şüyu bulması (duyulması, yayılması) vuku bulmasından (meydana gelmesinden) daha beter... Düzeltmeye çalıştığımız imajı bozar.