Daha düne kadar Mehmet Ağar ile ilgili olarak "yaygın bir kanaat" vardı:
"Tutmadı."
Ve DYP ile ilgili olarak da yine "yaygın bir kanaat" mevcuttu:
"Baraj sınırında."
***
Mehmet Ağar DYP'ye Genel Başkan seçildikten sonra;
1. Sürekli yurdu geziyordu.
2. Örgütle teması çok sıcaktı.
3. İnsan ilişkilerinde başarılıydı.
Ama bütün bunlara rağmen;
1. Partinin eskileri "tutmadı" diyordu.
2. Kamuoyu da Ağar'a fazla prim vermiyordu.
***
Ve bir ayrıntı...
DYP Büyük Kongresi'nin ilk günü Ağar "fırtına estirmişti."
İkinci günün akşamı ise fırtınadan eser kalmamıştı.
Zira;
1. Parti tabanı, Ağar'ın listesini "herkesi kucaklayıcı" bulmamıştı.
2. DYP'li milletvekilleri "küstürülmüştü."
3. Çok kişi listeyi "fazla Elazığlı" bulmuştu.
***
"Ağar tutmadı" imajının gerisinde bu "liste sorunu" mu yatıyordu.
Yoksa "daha derin nedenler" mi vardı?
BAŞKALDIRI
Siyaset bir "başkaldırıdır."
"Ezenlere" karşı başkaldırı.
Siyasetçi bir "avukattır."
"Düzene karşı halkın avukatlığı."
Parti bir "sendikadır."
Çaresizlerin "sendikası."
***
Bir dönem halk "jandarma zulmü" altındaydı.
Menderes iktidarı, halkın "tek parti dönemine, jandarma baskısına karşı" başkaldırısıydı.
Menderes asıldı, Adalet Partisi 1965'te "tek başına" iktidar oldu.
Demirel o dönemde "ihtilalden sonraki sivil siyasi karşı çıkıştı."
***
1971 müdahalesinden (12 Mart muhtırası) Ecevit tırmanışa geçti.
"Karaoğlan'ın" o dönemdeki söylemi bir başka başkaldırı değil miydi?
"Ne yoksulluk ne baskı, ne ezilen ne ezen, insanca hakça bir düzen."
***
1983'te Özal'ın tek başına gelişi de "benzer bir olaydı."
Bir yanda General Evren'in "askerlerin kurdurduğu Milliyetçi Demokrasi Partisi'ne oy verin" söylemi...
Bir yandan da "sivil Özal."
Halk "sivile yöneldi."
***
Ve son örneği "28 Şubat'a, rant bölüşümüne dönen siyasete, liderlerin karşılıklı birbirlerini aklamasına" karşı, halkın "hapisten çıkan Tayyip beye" iltifatı.
Tayyip bey de "düzenle vuruşarak" gelmedi mi?
EZBER BOZULDU
Polislikten gelen Ağar, halkın "devlete karşı avukatlığına" soyununca...
Milletin kafasının karışması doğaldı.
"Ağar'ın kendisi devlet... Hatta derin devlet... Bizim avukatlığımızı nasıl yapacak" sorusunun getirdiği kafa karışıklığı.
***
İşte bu Mehmet Ağar 2006 sonbaharında ilk kez "klasik, yerleşik, değişmez devlet söylemi" dışında bir "çıkış" yaptı.
"Dağda silahla dolaşacaklarına, ovaya inip siyaset yapsınlar" söylemi.
***
Ağar "gömlek değiştirince..."
Ağar "bazı ezberleri bozunca..."
Bir anda "hava" değişti.
Dün "Ağar tutmadı" diyenler, bugün "Ağar'ı konuşuyorlar."
***
Ve "barajın altındaki Mehmet Ağar" gündem belirlemede;
1. İktidarın önüne geçti.
2. Ana muhalefetin önüne geçti.
3. Baraj altındaki öteki muhalefet partilerinin önüne geçti.
***
Bugün klasik DYP tabanında bazı rahatsızlıklar görülse bile...
Ağar'ın bu son söylemi ile birlikte;
1. Üzerinde ölü toprağı serpilmiş görüntüsü veren DYP silkelendi... Canlanıverdi.
2. Artık ne DYP eski DYP, ne de siyaset eski siyaset olacak.
3. Ağar'ın söylemi her partiyi etkileyecek.
ASIL NEDEN
Siyaset ne "ipotek" kaldırır, ne "borç", ne de "gölge."
Daha düne kadar "tutmadı" denilen Ağar için bugün "farklı" konuşuluyorsa...
"Asıl ve derin neden" ipoteklerin atılmasında ve "başkaldırıda" aranmalı.